Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

30 Temmuz 2010 Cuma

Post hoc ergo propter hoc



Bundan sonra geldiğine göre şunun yüzünden " anlamındaki ,yani A,B'den
önce geldiği için B'nin nedeni olmalıdır diyen mantıksal yanılgı."Çocuğum
akıllı çünkü karnımdayken hep Mozart dinlettim "saptamasi yanlıştır çünkü
iki durum arasinda bağıntı yoktur.Çocuğun akıllılığının Mozart bilen(yani
egitimli ,öyleyse muhtemelen akıllı) ebeveyne sahip olmasina bağlı olması
daha olasıdır.

Yukarıdaki paragrafı bir mizah/felsefe kitabından alıntıladım.

ama katılmıyorum:

Çünkü mesela karnında çocuğa Mozart dinleten ebeveyn bunun yerine Serdar Ortaç dinletseydi bir süre sonra beyin erimesi sonucu kendisi gerizekalı olacak ve çocugu iyi eğitemeyecegi icin çocuk akıllı olmayacaktı.

15 Temmuz 2010 Perşembe

Ay vallahi çok Ömür'sün şekerim !...

"Hayvanlar için soyunurum" demişsin..

Hayvanlar için yapacak başka birşey bulamadın mı ?

Soyunasın geldi de mazeret mi arıyorsun ?

Sen soyun ,bak "hayvanlar" nasıl geliyor peşinden..

Soyunacaksan mesai arkadaşın gibi canın istediği için soyun bari.

Hayvancıkları bu işe karıştırma

Yok hayvanlar için birşey yapmak istiyorsan doktora söyle hayır konseri düzenlesin...

Ya da iki barınak ziyareti yap da oradaki gariban hayvanların eksiğini Gedik'ini tamamla...

Ama hakkını teslim edeyim ,tam iki gün süren şanlı J.Lo direnişini alkışlıyorum bak !..

Futbolun Commandante'si


Dünyanın gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu kimdir diye tartışılır hep..

Pele, Backenbauer, Cruyff , Maradona,Messi...

Ama benim ilgimi daha çok çekenler futbolun aykırı dahileridir..

Serseri George Best

Çılgın Eric Cantona

Devrimci Breitner

ve içlerinde belki en farklısı Filozof Socrates !..

tam adıyla

Sócrates Brasileiro Sampaio de Souza Vieira de Oliveira

Adamın adında gerçekten Socrates var ,diğer birçok Brezilyalı yıldız gibi lakabı değil..

Felsefe ve tip doktoru

1.93 boyunda ,saçı sakalı,bandanasıyla karizmanın vücut bulmuş hali

Corinthians ve Brezilya milli takımının kaptanı

Takim arkadasi Zico ile beraber dunya kupasi kazanamamis en buyuk iki Brezilyalı oyuncudan biri..

82 Dünya kupasında ,kalecilerin yüz karası adi batasica Valdir Peres ve Brezilya'nın yetiştirdiği gelmiş geçmiş en kazma santarfor Serginho yüzünden Rossi'nin hat trick yaptığı maçta Italya'ya 3-2 yenilerek elenmişlerdi..Futbol izleyicisi olarak masaya vurmak suretiyle elimi yaraladığım iki maçtan biridir.Diğeri için bkz (bu sefer keyiften) 3-0 'dan 4-3 kazanılan maçtır a.k.a "o röveşatalarınızı....."

86 Dünya kupasında dramatik penaltılarda Fransa'ya kaybettiler..O maçta iki penaltı ustası Socrates ve Zico penaltı kaçırdı..Gerçek bir dramaydı..Oysa ne güzel atardı penaltıları Socrates yerinden kımıldamadan,durarak...

Zaten durmayı koşmaya tercih ederdi..Açık açık dillendirdiği felsefesi "Koşan oyuncu düşünmez,düşünen oyuncu koşmaz " idi 8 numaranın..Daha sonraları çubuklu forma giyen iki aykırı 8 numaraya daha hayran olmuştuk...

Zaten hatırı sayılır miktarda alkol ve günde iki paket sigarayla fazla koşası da yoktu...

Milli takımda 60 maçta tam 22 gol attı orta sahada oynamasına rağmen

Estetik topuk paslari,sahada olan biten herşeyi görmesi ve oyunu okumasıyla meşhurdu

Çocukluk kahramanları : Fidel Castro, Che Guevera ve John Lennon idi..Che Guevera'ya da fena halde benzerdi sima olarak..

Corinthians'in maçlara " Democracia" yazan formalarla çıkmasini örgütlemişti dönemin baskıcı iktidarına karşı..

Takımda tüm kararlar demokratik oylama ile alınırdı..

Antrenman programı ve transfer politikasi dahil..

Takımın masörünün oyu Brezilya milli takımın kaptanının oyu ile eşitti

Kulüp başkanını da demokratik oylama ile seçtirmeye çalışmış, "Yapmazsanız ülkeyi terkederim " demiş,olmayınca Italya'ya gidip bir sezon sonra "çok sıkıldım " diyerek koşa koşa geri gelmiştir

50 yasinda Ingiltere'nin Garforth Town takiminda bir aylığına player/manager olmuş,sadece bir maçta yedekten girip 12 dakikacık bile olsa oynama deliliğini göstermiştir.

Şu anda kırlaşmış sakalıyla gazetelere,dergilere ve blogunda futbol,ekonomi ve siyaset yazıyor

Ve hala sahada kazanmanın detay olduğuna inanıyor.

10 Temmuz 2010 Cumartesi

Über Alles ??

Nijerya asıllı Aogo..
Gana asıllı Boateng
Brezilya asıllı Cacau
Turk asıllı Mesut ve Serdar
Tunus asıllı Khedira
Polonya asıllı Klose , Podolski ve Trochowski
Ispanyol asıllı Mario Gomez
Bosnalı Sırp asıllı Marko Marin

Bu 11 futbolcu hangi takımda beraber oynuyorlar bilin bakalım ?

Almanya Milli Takımı !!!

Irkçı değilim ,kafatasçı hiç değilim...

Kulüp takımı düzeyinde yabancı oyuncu sınırlamasının 1 numaralı muhalifiyim..

Ama başarı için her yol mubahtır anlayışının milli takımlara kadar yansımasından da nefret ediyorum..

Almanlar bu işi yıllardır basketbolda yapıyorlardı..İlk 5'lerinde bir tek Alman oyuncu olmayan milli takımları mola aldığında kenarda aralarında İngilizce konuşuyorlardı..Şimdi futbolun da cılkını çıkardılar..

Her ne olursa olsun başarı için, kariyerle,şöhretle parayla ikna ettikleri,kandırdıkları artık ne derseniz o yolla oynattıkları oyuncularla..

Ve sen Jerome Boateng kardeşim, dünya kupasında öz kardeşine karşı, Gana milli takımına karşı Almanya forması giyerken ne hissettin ?

Taras Bulba'nın Andrey'i kardeşi Ostap'a karşı, Zaporojye Kazaklarına karşı, babasına karşı kılıç kuşandığında bunu aşkı uğruna yaptı.

Senin gerekçen neydi ?

Geldi geçti Sonisphere 2010 ...


Bu sene tası taragı toplayıp Avrupa'nın anlamsız bir kasabasına gitmemize gerek kalmadı çok şükür..Böylece sevgili konser dostlarım da gece yarısı uyurken suratlarına hapşırmam ya da sabaha karşı hırsız zannederek höykürmek suretiyle üzerlerine atlamam gibi güzel tecrübeler yaşamak zorunda kalmadılar..

Siyabend sağolsun Sonisphere 2010 Istanbul'a allah ne verdiyse toplayıp getirdi..Rahmetli Dio 'nun vefatı yüzünden Heaven&Hell gelmedi ama bu vesileyle eski toprak Accept'i dinleme şansına sahip olduk..

Cuma akşamı abuk uluslararası toplantıdan koştura koştura konsere yetiştim bavul eve.. ben Inönü'ye şeklinde.Elbette Süpermen vs Clark Kent formatında uygun kıyafete yolda bürünerek..

Pentagram ve Alice in Chains'i maalesef kaçırdım ama Rammstein sahne performansında doruğa çıktı her zamanki gibi..Sahnede adam yakıldı o kadar yani..Eifersuct ve Mein Teil çalmadılar gerçi ama canları sağolsun..

Cumartesi Manowar ve Accept günüydü..Manowar nedenini anlamak mümkün olmayan bir inatla eski baba şarkılarını çalmasa da yine yeniden dünyanın yaşayan ve performansa devam eden en büyük metal vokalisti Eric Adams'ı boyalı saçlarıyla da olsa yeniden izlemek müthiş bir eğlenceydi..Joey Di Maio'nun kulaktan aldığı sufleyle uzun uzun Türkçe konuşması ve ona buna sataşması da cabası.."Other bands play Manowar kills "..diye böğürdük bol bol...

Accept'i tanımayan bilmeyen ergenler büyük ayıp ettiler Manowar'dan sonra çıkarak ve gerçek bir efsane grubu kaçırdılar..Adamlar çalabilecekleri ne varsa çaldılar..Balls to the wall,metal heart ve hatta gaz metal şarkıları compilation'imin ilk sırasındaki Fast as a Shark ve mukemmel Princess of the Dawn...Yetmedi Bolero'yu coverladılar..yetmedi In the Hall of the mountain king çaldılar.."Bu neydi yahu çocuklar" soruma "Beetlejuice" cevabını veren sevgili genç dostlarımı da Odin'e haval ediyorum..

Bunca fiziksel işkence yetmiyormuş gibi hem cumartesi hem pazar sabahı ağır sporla yüklendiğim bedenimi Pazar 14.00'de İnonü'ye attığımda belim bana "jubile yap ey sahip" demeye başlamıştı bile...

Anthrax'la girizgah yaptıgımız Thrash Metal'in Big four'u zirvesi, acıların efsanesi Dave Mustaine babanın Megadeth'iyle devam etti..Tam 40 dakika sound check yapıp yine de ne gitarı ne vokali ayarlayabilmeyi becerebilen gerizekalı ekip yüzünden gitarını amfiye geçirtecek kadar babayı delirten rezalete rağmen çok iyi performanstı..

Megadeth bittiğinde bizim de anamız mutlu ve mesut bir şekilde ağlamıştı ve Slayer'i tuvalet merdivenlerinde serilmek suretiyle dinledik..400 TL bayıldığımız sahne önü biletleriyle boş tribünde dinlenmemiz "yassah hemşerim " zihniyetiyle engellenmişti her nedense ve orada stat görevlisi, " Sibel Can ne zaman çıkacak bey" bakışlı hanımı ve aile efradı yayılıyordu..Böylece uluslarası metal festivaline de oriental ve ahbap çavuş ve dahi "ben kural koydum oldu,yersen gardaş" sosunu da eklemiş olduk..


Metallica..her zamanki gibiydi..Geçen sene seyirciyle diyalogunda saçmalayan James abi de bu sefer andropozdan çıkmıştı..Performans süperdi, playlist şahaneydi..Ah bir de Nothing Else Matters'siz ve çakmaksız Metallica konseri de dinlesek...

Festivalden akılda kalan notlara bakarsak...

- İlk günkü post toplantı üstü uçak yolculuğu gerginliğiyle geldiğim konserde pogocu ergenlere girmemize engel olup arkadaşlarına göbek geren "buffer birader"

- "Mehmet Sindel'in sevdiği şarkılar" formatında yaptığım karışık "best of metal" cd'imde yeralan şarkılardan 4'ünü canlı dinleme orgazmı : Du Hast - Rammstein , The Four Horsemen - Metallica , Symphony of Destruction ve Peace Sells...- Megadeth

- Birçok grubun Dio'ya rahmeten Heaven & Hell'i çalması.

- Big 4'un Sofya'da TV çekimi için hep beraber " Am I Evil" 'i terennum edip bizi beklentiye sokması ve beklentimizin boşa çıkması

- 24 saat süren bel ve sırt agrısı ve ses kısıklığı...

- Evrim'in yüzünde Buster Keaton bakışıyla ,sigarasını gözüne sokmaya çalışan kızın bileğini kavrayıp,sigarasını elinden alıp yerde ezmesi..Kızın yanındaki rahmetli Bahadır Akkuzu'nun yandan yemişine benzeyen oğlanın arkasına dönüp bizim ölümcül bakışlarımızı görmesini müteakkip " sevgilim adamlar haklı " demesi..Bir ilişkinin bitmesi ve biraderin festivalin diğer günlerinde yeni bir kız arkadaşla görülmesi

Artık geriye Iron Maiden ve AC/DC kaldı..Ya Türkiye'de ya da deplasmanda göreceğiz mutlaka ve sonrasında ben artık tribüne çıkıyorum yaş haddinden emekli olarak !..